MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; taraf teşkili sağlanmadığından davanın usulden reddine dair verilen 14.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, dava dilekçesinde yer almayan tapu kayıt maliklerinin davaya dahil edilmesi, ölenler var ise veraset belgelerinin sunulması, ölenlere ait veraset belgesi yok ise veraset belgesi almak üzere dava açılması ve tapu maliklerinin adreslerini bildirmesi için davacı vekiline verilen kesin süre içinde taraf teşkilinin sağlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın(ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. Davada bütün paydaşların (ortakların) yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince, ortaklığın giderilmesi davalarının niteliği gereği tapu kaydındaki maliklerin tamamının adreslerinin davacı tarafından tespit edilmesi mümkün değildir. Bu tür davalarda kimlik bilgileri tespit edilmeyen kişiler yönünden kök tapu kaydındaki edinme sebebini gösteren resmi senet, mirasçılık belgesi, mahkeme kararı ve sair kayıtlardan kimlik ve adres bilgilerine ulaşılabileceğinden, Tapu Müdürlüğünden sorularak maliklerin kimlik ve adreslerinin tespiti, kök tapu kaydının edinme sebebine ilişkin kayıtlar ve tapulama tespit tutanağı getirtilerek ve yine kimlik bilgilerinin bulunabileceği resmi ve özel kurumlardan kimlik ve adres bilgilerinin tespitine ilişkin araştırma yapılarak, buradan da netice alınmaması halinde kolluk vasıtasıyla araştırma yapılarak, tüm araştırmalara rağmen, kimliği tespit edilemeyen davalılar yönünden 3561 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kayyım tayini gerekip gerekmediği değerlendirilerek ve kimlik bilgisine ulaşılan davalıların ise adrese dayalı kayıt sisteminden adreslerinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 24.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.